Skip to main content
Bisikletli YaşamGündem

Fransa Bisiklet Turu: Bu Şölen Bitmez

By 04/08/2019Kasım 26th, 2022No Comments

Geçtiğimiz günlerde, gençliğimde başlayan, değişmez spor tutkum tenisin en önemli ve görkemli “Grand Slam” şampiyonasının final ve son günü yanında, ilk yaşlarımdan beri hayatımda daima büyük yer tutmuş olan bisikletin zirvesi Fransa Bisiklet Turu’nu (Tour de France)– zevk ve heyecanla takip ettim.

Birincisinde iki dev oyuncunun, Federer ve Djokoviç’in tahmin ettiğim gibi 5 set süren muhteşem bir mücadelesi sonunda, çok iyi oynamış, daha fazla puan toplamış, ama eline geçen önemli fırsatları değerlendiremeyen Federer’i, son puanı kazanarak yenmeyi başaran Djokoviç şampiyon olduğu Wimbledon tenis turnuvasının finali idi.

Fransa Bisiklet Turu

İkinci, Fransa Bisiklet Turu, ise yüzlerce sporcunun oluşturduğu, onlarca takımın sürat, dayanıklılık, strateji ve taktik dolu, “tavşan” yarışmacıların kullanıldığı, önemli, önemsiz kazaların oluştuğu, yöre halklarının coşkuyla yerinde seyrettiği, TV’lerde günlerce canlı yayınlar sayesinde bedava seyredilen, müthiş bisiklet sporcuları yanında, bu spor için her türlü imkanlarını ortaya koyan sponsorlar ve de tüm bisiklet ile ilgili markalar, yan sanayiciler, her türlü motorize destek, medya ve sağlık ekipleri konvoyundan oluşan, her günün sonunda “sarı mayo“‘nun el değiştirdiği ama belki de daha önemlisi helikopter desteği ile her an, hem yarışan sporcuları, hem de geçilen muhteşem kasaba, şehir ve tabiat güzelliklerini bir arada görebileceğiniz, ilki 1 Temmuz 1903 yılında gerçekleşen, 116 seneden beri her sene Fransa’nın sınır ülkelerinde de kısmen geçen, 21 etapta tamamlanan, 3.640 km’lik Büyük Fransa Bisiklet turu idi.

Birincinde gülen taraf Djokoviç oldu.

İkincisinde ise yarışı kazananı değil ama kazanandan çok tüm bu organizasyon (ve benzer tüm organizasyonlar) sayesinde biz bisiklet severlere kazandırdıkları ile ilgilenmeyi tercih ediyorum. Yukarıda saydığım tüm katkı koyanlar olmasaydılar ve kendi konularını geliştirmeselerdi biz bu gün içinde ve beraber yaşamakta olduğumuz her türlü gelişmeleri görebilir miydik? Büyük bir ihtimalle yalnızca bazılarımız hala çelik borudan imal edilmiş ağır bisikletler üzerinde kendi yolumuzda, güvenlikten yoksun, teknoloji mahrumu olarak pedal çeviriyor olurduk değil mi?

Bisiklet Turu ve etkileri

Ben, bildiğiniz gibi bisiklette özellikle ve yalnız ulaşım taraftarıyım, bisikletimi her zaman her yerde ulaşım amaçlı kullananlardanım. Kask falanda kullanmadığım gibi hiç bir özel bisiklet giysim de yok. Ama bisiklet olayının tam göbeğindeyim, ayrıca da çok sıkı takipçi ve gözlemcisiyim.

Televizyonlarda yayınlanan, hangi spor dalından olursa olsun müsabakaları seyredenler muhakkak bir şeyler öğrenir, bazı konular ve yarışlar hakkında ki incelikleri daha iyi anlamaya başlarlar, sevdalısı oldukları bisiklet dünyasını daha iyi tanırlar, ülkelerin güzellikleri ve müthiş manzaraları karşısında mest olurlar. İşte Fransa bisiklet turunu bu nedenlerden dolayı ve tüm bisiklet severler için şimdi gündemime aldım.

Bisiklet, velespit veya velosipet, asırlar boyu diyorum, hem de hiç abartmadan, durmadan az çok gelişmiş. Günümüzde ulaştığı mertebeyi de artık söylemeye bile gerek yok. Teknolojiyi sonuna kadar kullanıyoruz, her şeyden anında haberdar oluyoruz. İletişim doruk noktasında çünkü… Aslında bu bile başlı başına günümüzde yaşadığımız “basit” mutluluklarımızdan yalnızca biri!

Bisiklet Bir Moda Mı?

Nasıl oldu da, tabii kendi ülkemizden bahsetmeden, alışılagelmiş Belçika, Hollanda, Çin gibi bu konuyla çok daha eskiden tanışmış ülkeleri kale almadan, neredeyse tüm dünya da müthiş bir bisiklet modası ortalığı kasıp kavurmaya başladı? Belediye başkanları bisiklete önem vermezlerse artık seçim kazanamıyorlar… Neden trafikte insana, yayaya, bisiklete yer vermeyenler afaroz edilmeye başlandı?

Neden 22 Eylül 2019’u özellikle sabırsızlıkla bekliyoruz? Türkiye’mizde can bulan “süslü kadınlar bisiklet turu ” artık sınırlarımızı aştı ve üniversel bir etkinlik haline dönüştü?

Neden artık, geç kalınmış olsa da çevre konusunun en büyük yandaşları, aktivistleri bıkmadan yılmadan temiz dünya için, tüm motorlu araçlara karşı ille de ve yalnız bisiklet diyorlar?

Bu yüzden bisiklet, yalnız üstüne bindiğimiz kendi gereksinmelerimiz için kullandığımız bisiklet değildir. Bisiklet, yöneticileriyle, yapımcısıyla, yarışçısı ile, koskocaman ve artık vazgeçilmez bir bütündür, bir olgudur, yaşam tarzıdır, şölendir, sorunlara çözümdür. Çok ekonomik olduğu gibi kullanıldıkları yerlere huzur ve refah getirir.

Şimdilik başka sözüm yok.
Zaten de ne diyebilirim ki daha fazla! Aslında var da! Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.

Necdet Kestelli

İzmir'de 1941'de doğdu, İzmir'de büyüdü, İzmir'de yaşlandı. Ömrü boyunca bireysel olarak hep bisikletli yaşadı; hala da devam ediyor.

Yorum yaz