Otomobilimin olmadığını söylediğimde şaşkınlık içinde kalan karşımdaki kişinin bana ilk yönettiği soru “araban olmadan nasıl alışverişe gidiyorsun?”. Genellikle cevabım şu şekilde oluyor : bisikletim var, arabaya ihtiyacım yok.
İhtiyacım olan tek şey alışveriş torbalarımı taşıyabileceğim bisiklet çantaları. Torbaları gidona asmaktan hep kaçınmışımdır . Gidona asılan torbalar dengeyi bozar, pedal çevirken ayaklarıma çarpabilir ve ön tekerlek jantlarının arasına girip beni düşürebilir.
Bisiklet turları için kullandığım çantalarımı bisikletime asıp alışverişe gidiyorum.
Ne kadar az çöp o kadar iyi
Alışverişten eve döndükten sonra aldıklarımızı eve dönüp yerleştirirken ne kadar fazla gereksiz paket malzemesinin (kağıt, plastik, metal vb) eve bizimle birlikte geldiğini fark ederiz, değil mi? Paket malzemeleri hem yer kaplar hem de ağırlık yapar. Birşeyi satın alıp parasını ödedikten sonra hemen kasanın bir kaç metre ilerisindeki geri dönüşüm kutularına yönelip fazla kağıt ve plastiklerden anında kurtulmayı tercih ediyorum. Ya da paketlenmemiş ürünleri almaya çalışıyorum. Hem fazla ağırlıktan kurtulmuş oluyorum hem de çevreye zarar vermiyorum.
Az ama sık alışveriş
Otomobil bizi cumartesi veya pazar günlerini alışveriş merkezlerinde, bilmem kaç bin metrekare supermarketlerde geçirmeye ve buzdolabını bir hafta yetecek şekilde tıka basa doldurmaya alıştırdı. Yine de Salı günü süt biter, Çarşamba ekmek, Perşembe dolapta maydanoz olmadığını fark eder, Cuma günü ise sebzelerin çürümüş olduğunu görüp atarız.
Peki daha az miktarda daha sık ve ihtiyacımız olduğu zaman alışveriş yapmak nasıl olurdu? İşe gitmek için bisikleti tercih ederseniz, yol üzerindeki küçük dükkanlardan rahatlıkla durup ihtiyaçlarınızı azar azar alabilirsiniz.
Buzluktan çıkan ekmeği ise bırakalım fırının önünde otomobiline park yeri bulamayanlar yesin.
Nereden alışveriş yapıyorum
AVM’ler şehir merkezlerinden uzak, yapay birşekilde ısıtılıp soğutulan, gün ışığının içeriye girmediği ancak yüzlerce araba park yeri sunan merkezlerdir. Bisikletle hareket ederseniz, bu tip yerlere hiç gitmeden mahallenizdeki küçük dükkanlardan kaliteli ve taze şeyleri alabilirsiniz.
Mahalledeki şarküteri ve manavın pahalı olduğunu söylediğinizi duyar gibiyim. Peki alışveriş merkezine gitmek için harcadığınız zaman ve benzini düşündünüz mü?
Her seferinde kasada oturan başka bir kişiyle muhattab olmak yerine her gün önünden geçtiğiniz esnaf ile sohbet ederek alışveriş yapmak daha keyifli olmaz mı?
Online alışveriş
Deterjan gibi ağır ve hacimleri büyük ihtiyaçlarımı ise online sipariş veriyorum, evime geliyor. Adepo.com gibi sanal marketler hem hızlı hem de hesaplı, neden siz de kullanmıyorsunuz?
Reklam yap
Esnafla iyi ilişkiler kurduktan sonra (bu çok kolay, düzenli alışveriş yap yeter) onlara neden bisikletle alışverişe geldiğini anlat ve bisikletçilere özel iskontolar iste.
Sakın bisikletini kilitlemeyi unutma
Semtinden esnafından alışveriş yapıyor olsan bile bisikletini bir dakikalığına bile kilitlemeden dükkana girme. Bisikletine iyi bir kilit al (bisikletini uzun yıllar kullanabilmen için bir yatırım olarak gör bunu) ve hırsızlara fırsat yaratma.
Bisikletim ekonomiye katkıda bulunuyor. Nasıl mı? tıklayın.
Blogunuz çok güzel her zaman ilgiyle okuyorum. Ben de bu konuyla ilgili bir yazı yazmıştım paylaşmak isterim. Teşekkürler
biseyyapmali.blogspot.com.tr/2010/01/markete-bisikletle-gitmenin-10-faydas.html
Merhaba Ali, thomisus ile tanıştığımıza çok memnun oldum. paylaşım için teşekkürler, Pınar
Ağırlıklar sadece paketler değil ayrıca 1,5 tonluk araçta 🙂