Skip to main content
Bisiklet EkonomisiBisikletizm

bikenomics – bisikletin ekonomiye katkısı

By 15/05/2013Haziran 3rd, 2016One Comment

bikenomics .”Sokaklar, bisikletliler (ve yayalar) için güvenli hale gelince, mahalle arasındaki ve şehir merkezindeki küçük dükkanların satışlarında patlama yaşandı.” New York’ta yapılan bu araştırmaya göre  yapımı tamamlanan bisiklet yolları sayesinde, mağaza ve dükkanların satışları %50 arttı. Bu demektirki, sokaklar yaşanabilir hale geldiğinde , küçük işletmeler de yayalar ve bisikletliler kadar bundan faydalanabilecekler.

New York Ulaştırma Departmanı’nın yaptığı bu araştırmaya göre, ABD’de ilk yoldan ayrı yapılan bisiklet yolları icin yapılan değerlendirmelere göre trafik kazalarındaki yaralanmalarda  %48 azalma, magaza ve dükkanların satışlarında ise %49 artış yaşanmış. Otoparkların, ortak kullanım alanlarına dönüştürülmesi ile kurulan pazarlara talep artarken bu alanlarda ayda en az iki defa sosyal etkinlik düzenlenmiş. Cafelerin önünde otomobiller park etmediğinden dolayı masalar yerleştirilmiş ve müşteri sayısında artış sağlanmış.

Otomobil kullanan bir kişi yoldan geçerken aklına gelen veya gördüğünde beğendiği birşeye ulaşmak için öncelikle uygun bir park yeri aramak, park yeri bulduğunda ücret ödemek ve ulaşmak istediği ürünün olduğu yere yürümek zorundadır. Çoğunlukla, park yeri bulmak imkansızdır ve bu yüzden durmaz ve yola devam ederler (şehir dışına taşınan alışveriş merkezlerinin, spor salonlarının, dinlenme alanlarının, kültür merkezlerinin başlıca nedeni işte bu otomobil bağımlılarına park yeri sağlayabilmektir). Oysaki, bisiklet ile veya yürüyerek önünden geçtiği bir dükkana kişinin girip istediği şeye ulaşması an meselesidir.

bikenomics

New York

Ben, bir buçuk yıldır ihtiyaçlarımı mahallemdeki dükkanlardan karşılıyorum. Alışverişe giderken evden bez torbalarımla çıkıyorum (el çantamın içinde hep bir tane yedek bulunduruyorum), bakkalıma hal hatır soruyorum, mandıradan marka ve reklam parasının etikete yansımadığı bu çevrenin peynir ve sütünü alıyorum, aynı renk ve şekilde olmayan hepsi plastik bir kutuya sıkıştırılmış meyveler yerine manavdan taze sebze ve meyvemi kendi ellerimle seçiyorum sonra fırına uğranıp günlük taze ekmeğimi alıyorum. Sokağımdaki kuaföre gidiyorum, hemen yanındaki terziye kıyafetlerimi bırakıp, bir cafe‘de arkadaşımla kahve içiyorum. Akşam konsere, sinemaya veya arkadaş buluşmasına bisikletle veya yürüyerek gidiyorum.

Alışveriş yapmak için ne benzin yakmama gerek var ne de parkyeri parası ödememe. Büyük süpermarketlerin suni havasını soluyarak ve bir ton elektrik yüklenerek rafları arasında ihtiyacım bile olmayan şeyleri almak yerine esnafıma beş kuruş daha fazla ödeyerek tüm trafik, kalabalık ve stresten kurtuluyorum. Mahallemde esnaf olmazsa, burada hayat biter. O zaman gerçekten apartmanın kapısının önünden arabaya binip, supermarketin kapısının önünde inerek yaşanan bir hayat başlar.

Sağlıklı bir yaşam, hava kirliliğine karşı önlem, obezite için çözüm diyerek bisiklet yolları yaptıramıyoruz, belki daha fazla satış ve ekonomik kalkınma dersek birşeyler olur. Bizim bisikletliler olarak lobimiz güçlü değil, esnaf ve ticaret odaları bu konuda lobicilik yapabilirler.

Bir arkadaşımızin barı var, severek gittiğimiz biryer. Şehir merkezinde ve sokak arasında araç park etmenin yasak olduğu bir yerde. Barın önüne bizler içkilerimizi koyabilelim diye masalar çıkarıyor. Zabıta ise gelip ona masalar ile sokağı işgal ettiği için ceza yazıyor. Masaları koymadığında ise arabalar gelip park ediyorlar, ancak araç sahiplerine ceza kesilmiyor.   Park etmiş araçların insanların bulunduğu sosyal alanları işgal etmesini istemiyorum. Kaldırım olmadığı için yoldan yürümek ve otomobil şoförları tarafından taciz edilmekten bıktım. Ben insan (motorlu taşıt değil) odaklı bir ulaşım ve imar planı olan bir şehirde yaşamak istiyorum. Biz özümüzde , otomobilli değil, bir yayayız.

bikenomics

 

Otomobiller şehirlerde rahatça gezsin diye devlet kaynakları ile yapılan otoyollar, altgeçit, battı çıktı, üstgeçitler, şehri yayalar için yaşanmaz bir hale getirdi. Şimdi sıra, yapılan yanlışı kabul etmekte ve şehirleri otomobillerden temizlemekte. Yeni bir kentsel ulaşım planı yapılmalı ve uygulanmalı: İyi bir toplu taşıma sistemi, bisiklet ve yaya yolları ile otomobil kullanıcılarının ulaşım alışkanlıkları değiştirilmeli. Bakınız Londra, Paris, Münih, Viyana…

ECF tarafından 2013’de hazırlanan raporda bisikletin ekonomik avantajı:  215 milyar euro 

Pınar Pinzuti

Blogger. Aktivist. Filolog ve Pedagog. Bisikletin dünyayı değiştirebileceğine inanıyor. İnandığı şey için ise gece gündüz çalışmayı çok seviyor.

One Comment

Yorum yaz