Skip to main content
Bisiklet TurizmiBisikletizmGündem

Turizmin Yeni Gözbebeği: Bisiklet

Bisiklet, diğer aktif turizm seçenekleri ile birlikte Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın gündemine alındı. Türkiye’nin orta vadede 4 milyar euroluk bir turizm gelirine ulaşabileceği tahmin ediliyor.

Eylül ayında açıklanan üç yıllık Yeni Ekonomi Programı’nda (2020-2022) turizmin tüm yıla ve tüm ülkeye yaygınlaştırılması amacıyla destinasyonları spor ve bisiklet turizmi ürün ve servisleri ile zenginleştirme hedefi yer alıyor. Yeni Ekonomi Programı açıklandıktan hemen sonra Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, turizm konusunda çeşitliliği artıracak ürünler geliştirmek ve bunların yurt dışında etkin tanıtımını yapmak amacıyla kurulan Türkiye Turizm Tanıtma ve Geliştirme Ajansı’nın ilk faaliyetlerinden birinin 44 milyar avroluk pazar payına sahip bisiklet turizmini Türkiye’ye kazandırmak olacağını bildirdi.

Bisiklet turizmi, bakanlığımızın da tespit ettiği üzere ülkemizi özellikle de kırsal bölgeleri tanıtmak için harika bir fırsat. Ülkemize gelen sıradan bir turist İstanbul’u gezdikten sonra hava veya karayolunu kullanarak Kapadokya’ya geçiyor. Ancak yol üzerinde bulunan Bursa mutfağının geleneksel yemeklerinin tadına bakmıyor, Evliya Çelebi’nin ayak izlerini takip ederek orman yollarından geçmiyor, Frig Vadisine hayran kalmıyor, Eskişehir’in varlığından bile haberdar olmadığı gibi Kızılırmak nehrinin kenarında yavaş yavaş yol alırken ülkemizin doğal güzelliklerini görme şansı olmuyor. Bisiklet turizmi, doğal ve kültürel zenginliklerimizi tanıtmak için bir fırsat.

Uluslararası bisiklet yarışları, etap başına yapılan yatırımın on katı ekonomik geri dönüş sağlıyor.

Bakanlığın bisiklet turizmine ilişkin çalışmaları bisiklet sporu etkinlinliklerine odaklanmış gibi görünüyor. Bisiklet turizmine ayrılacak bütçenin odağında uluslararası bisiklet yarışları bulunuyor. Fransa, İtalya ve İspanya gibi ülkelerde düzenlenen dünyanın en prestijli bisiklet yarışlarını milyonlarca izleyici takip ediyor, bisiklet yarış rotalarında bulunan bölgelerin tarihi ve doğal güzellikleri tanıtılıyor. Örneğin, Tour de France (Fransa Bisiklet Turu), 190 ülkede yayınlanan, dünyanın en çok görüntülenen üçüncü spor etkinliği olarak yarışın geçtiği etaplarda bulunan şehirlerin ekonomik yatırımlarına 10 katı geri dönüş sağlayabiliyor.

Danimarka 2012 senesinde Giro d’Italia’nın üç farklı etabına ev sahipliği yapmak için yaklaşık 4 milyon euro harcadı ancak, turizm tanıtımı açısından sağladığı değer öylesine yüksekti ki Danimarka 2021 yılında Tour de France’ın üç etabına ev sahipliği yapıyor olacak.

Ülkemizde yapılan en önemli bisiklet yarışı kuşkusuz 1963 yılında Marmara Turu olarak başlayan ve 1966’dan beri Cumhurbaşkanlığı himayesinde yapılan Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’dur. UCI (Union Cycliste Internationale)’ın, Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun 2020 World Tour takviminde yer almayacağını açıklaması oldukça hayal kırıklığı yaşatsa da Sakarya’da 26-27 Eylül 2020 yapılacak dağ bisikleti Dünya Maraton Yarışları umut veriyor. 

Uluslararası bisiklet yarışları için seçilen rotalar turizm tanıtım hedefleri için oldukça önem taşıyor. Bisiklet yarışı rotası, kırsal bölgelerde, doğanın içinde, az bilinen güzellikleri tanıtmak için bir fırsat olarak görülebilir. Karadeniz bölgesindeki yaylalar, Yedigöller, Aladağların etekleri, dağ ve köy yolları ülkemizin potansiyel turizm destinasyonları olarak tanıtılabilir. Bisikletli tatil yapan turistler, kaşif içgüdüleri ile, az bilineni görmek, tanımak ve deneyimlemek istedikleri için yoğun turist sellerinden kaçma meylindeler. Ülke tanıtımını İstanbul, Kapadokya ve Antalya ‘turizm üçgeni’nin bir adım ötesine taşıyarak, kırsal turizmin gelişmesi sağlanabilir.

Dünya çapında genel olarak ‘‘aktif turizm’’ seçeneklerine talep artarken, spor turizminin yıllık ekonomik değeri 800 milyar dolar ile turizm pazarının %10’unu oluşturuyor. 

En güzel keşif aracı: Bisiklet

Çevresel konulara duyarlılık, sürdürülebilir seçimlerde bilinç ve slow turizm alternatifleri arttıkça bisiklet turizmi paketleri, aktif turizm pazarının neredeyse yarısını oluşturmaya başladı. Avrupa’da bisiklet turizminin ekonomik değeri yıllık 44 milyar avro, sektör yaklaşık 700 bin kişiye istihdam sağlıyor. Bisikletli Turist, her şey dahil paketler ile tatil yapanlara göre %40 daha fazla para harcıyor. Fransa, Almanya, Avusturya ve Danimarka bisiklet turizminin en yaygın olduğu ülkeler listesinin ilk sıralarında yer alıyor. 

Bisiklet turizminden yılda 14 Milyar Avro kazanan Almanya‘ya yakından bakalım. Almanya’dabulunan işaretlendirmeleri tamamlanmış bisiklet rotalarının toplam uzunluğu 70 bin kilometre. Dolayısıyla yollarda bilgi tabelasına göre hareket etmeye alışık Almanlar, bizler gibi akıllı telefon ve GPS bağımlısı değiller. 

Fransa, bisikletli turizmden en çok kazanan ülke olarak 19 Milyar avro ile aslan payını alıyor. Bisikletlileri sayıyor, gerekli ölçümleri yapıyor, hangi sezonda artış var, geçen yıla göre pazar yüzde kaç büyümüş sürekli değerlendiriyor ve gerekli aksiyonları alıyor. Fransa, bisiklet yarış organizasyonu  ile ülke tanıtımına yatırım yaparken daha az sportif olan turistler için paket ve hizmet sunmayı ihmal etmedi. Özellikle çocuklu aileleri, 65 yaş üstü emekli grubu hedef alan seçenekler ile tematik bisiklet rotaları oluşturarak, ülkenin bisiklet turizmi gelirini artırdı. 

Üç hafta boyunca ekranlarda Tour de France izleyerek ülkenin tarihi ve doğal güzelliklerine hayran kalanlar, bir sonraki spor odaklı tatilleri için Fransa’yı seçenekleri arasına ekleyebiliyorlar. Ünlü bisiklet sporcularının geçtiği parkurlarda bisiklet sürmek için tur operatörlerinin hazırladığı haftalık tatil paketlerine bisiklet rehberi, lüks otellerde konaklama, geleneksel yemeklerin tadımı ve elbette kaliteli ve son model yol bisikletleri kiralama dahil. 

Performans değil, keyifli keşifler peşinde olan tatilciler için ise sayısız seçenekler mevcut: orman yollarında doğayla iç içe tur paketleri, çocuklu aileler için göl ve nehir kıyılarında günübirlik bisiklet turları, şato ziyaretleri ile zenginleştirilmiş tematik rotalarda turlar vb.  

Bisiklet turizmini ciddiye alan ülkelerin yatırım yaptığı bisikletli turist grubu ise ‘silver cyclist’. Giderek yaşlanan dünya nüfusunun tatil süresince ihtiyaç ve taleplerine cevap verecek hizmetler oluşturmak oldukça önem kazanıyor. 60 yaş ve üstünde, emekli, düzenli maaşı olan kişiler bisiklet turizminin önemli bir hedef grubu. Neden? Çünkü ekonomik olarak alım güçleri yüksek ve tatil dönemlerini seçim konusunda esnekler. Silver Cyclist, yani gümüş renkli saçlı bisikletliler, günlük daha az mesafa pedal çeviriyor, e-bike tercih ediyor, iyi yerlerde yemek yemek ve konaklamak istiyorlar, turizmcilerin ‘düşük sezon’ dedikleri aylarda seyahat ediyorlar.  Fransa dışında, Almanya ve Danimarka da bu gruba oldukça yaptırım yapıyor. 

Bisiklet Turizmi Türleri

Bisiklet yarışları ve sportif etkinlikler dışında bisiklet turizminin en büyük dilimini  bisikleti kırsalı keşfetmek için kullanan turistler oluşturuyor.

Tatilinin odağına bisikleti alan ve tatili süresinde bisiklet sürenlerin dışında tatil için gittiği yerde günlük aktivitelerine bisikleti dahil eden bir grup var.  Örneğin, Paris’in bisiklet paylaşım sistemi Velib’in kullanıcılarının %10’u bu şehre gelen turistler. 

Bisiklet turizminin yaklaşık %16’sını MTB Turizmi oluşturuyor. 23-45 yaş aralığında, çoğunlukla erkeklerden oluşan grup gittikleri yerlerde ortalama 3-5 gün konaklama yapıyor, tek bir otelde konaklamayı seçiyor ve gün içinde farklı rotalarda pedallıyorlar.

Orta ve kuzey Avrupa ülkelerinde yaşayan ve kış aylarında bisiklete binmek için güneyin güneşli destinasyonları tercih edenler bir haftalık tatillerini Mayorka adası veya Kanarya adalarında geçiriyorlar. Mayorka adası her yıl ılıman hava koşullarında, trafiğin yoğun olmadığı yollarda bisiklet sürmenin tadını çıkarmak isteyen yaklaşık 200.000 bisikletli turist ağırlıyor. Açık hava spor salonu olarak tabir edilen Gran Canaria adasına giden turistlerin yaklaşık %10’u adaya vardıklarında bisiklet kiralıyor ve rehberli/rehbersiz turlara katılıyorlar. 

Bisikletli Turist Kimdir? 

Bu sorunun cevabı için ECF (European Cyclists Federation) tarafından hazırlanan raporlara bakmakta fayda var. Bisikletli turistleri bir yere bisiklete binmek için giden veya gittiği yerde bisiklete de binen olarak iki gruba ayırabiliriz. Bisiklet ile aylar hatta yıllarca dünya turu yapanları bisikletli seyyahlar veya bisiklet gezginleri diyebiliriz. 

Fransız bisikletli turistlerin en çok tercih ettikleri ülkeler İspanya, İsviçre ve İtalya. Kültür, tarih ve doğa üçlüsünü seven, orta sınıf gelir grubundan, 35-55 yaş aralığındaki turistler günde kişi başı 90-120 euro arası harcıyorlar. 

Hollandalı bisikletli turistler, orta ve üst sınıf gelir grubu, 30-60 yaş arası, kamping ve pansiyonda konaklıyor, tatil için Almanya, Avusturya, İsviçre ve Fransa’yı tercih ediyorlar. Nisan-Eylül ayları arasında en az 7 günlük turlar yapıyorlar ve günde ortalama 75 Avro harcıyorlar.

Alman bisikletli turistlerin %82’si tatil rotasını kendi başına organize ediyor. %20’si ise tur operatörleri tarafından sunulan organize turlara katılıyor. %90’ı tatil boyunca kendi bisikletini kullanıyor, %10 e-bike kullanmayı tercih ediyor, çoğunlukla tur bisikleti kullanıyorlar. Alman bisikletli turistlerin %20’si tatillerini yaşadıkları bölgeye yakın bir yerde yapıyorlar ve evlerinden kendi bisikletleri ile yola çıkıyorlar. İlk kez bisikletli tatil yapan Almanların %85’i bir sonraki yıl yine bisikletli tatil yapmayı planlıyor. 

Eurovelo – Avrupa Bisiklet Yolları Ağında ilk ısınma turlarını tamamlayan bisikletli turistler, artık  macera yaşamak istediklerinde ne yapıyorlar biliyor musunuz? Evlerinden çıkıp doğuya doğru pedal çeviriyorlar ve Türkiye’ye geliyorlar. İstanbul’a vardıklarında ise kendi seçtikleri yollardan Ege, Karadeniz veya Van’a doğru devam ediyorlar. 

Ülkemizde uzun tur rotalarının veya tematik bisiklet yollarının olmaması, var olan bir kaç rotanın da tanıtımının yapılmaması nedeniyle henüz ülkemizdeki bisiklet turizm potansiyelini değerlendiremiyoruz.  Şimdilik Türkiye’ye gelen bisikletlilerin turistten ziyade daha çok gezginler olduğunu söyleyebiliriz.  

Ülkemizde dernek ve gönüllü platformlarının inisiyatifleri ile hayata geçen konuk evleri bulunuyor. Bisikletçilerin ücretsiz olarak konaklayabilecekleri bu tesisler arasında en çok bilinenler Eskişehir Bisiklet Derneği’nin Velesbid Bisiklet Evi, Lüleburgaz Belediyesi’nin Konuk Evi ve Muğla Gülağzı’nda bulunan konuk evidir. 

Türkiye’ye yolu düşen tüm bisiklet gezginleri halkın misafirperverliğini anlata anlata bitiremiyor. Bisiklet turizmi aracılığı ile ülke tanıtımı için bisiklet severler bugüne kadar ellerinden geleni yaptılar ve yapmaya da devam ediyorlar, şimdi sıra kamu ve özel sektör kuruluşlarında. 

Yaşasın Bisiklet!

Bu yazı ilk kez Cyclist Türkiye Aralık 2019 sayısında yayınlanmıştır.



Pınar Pinzuti

Blogger. Aktivist. Filolog ve Pedagog. Bisikletin dünyayı değiştirebileceğine inanıyor. İnandığı şey için ise gece gündüz çalışmayı çok seviyor.

2 Comments

  • Rudi dedi ki:

    Hallo !

    Den Artikel hab eich mit Interesse gelesen (Google hat ihn mir übersetzt).
    Bis jetzt ist mir die Türkei noch nicht als Radfahrer-Destination bekannt gewesen.
    Vielleicht organisieren sie einmal eine Blogger-Reise – ich würde gerne daran teilnehmen und ordentlich darüber berichten…

    Viele Grüsse aus Österreich
    Rudi Hörmann

    • Pınar Pinzuti dedi ki:

      Hallo Rudi, Tuerkei ist leider noch nicht bekannt als ras tourismus destination aber ganz viele Radfahrer besuchen unser Land mit dem Fahrrad. Ich bin ein blogger so wie Sie, und kann keine reise organizzieren. viele Gruesse, Pinar Pinzuti

Yorum yaz