Midilli (Lesvos), Yunanistan’ın Girit ve Rodos’tan sonra en büyük üçüncü adası ve Mytilene şehri Ayvalık’a sadece bir saat onbeş dakika uzaklıkta.
Araç kiralayıp adayı gezmenizi tavsiye eden gezi bloggerları “ana yollardan ayrılmayın” hatta “adanın iç kısımlar çok ıssız ve fazla sakin, büyükşehir Mytilene’de konaklayın” diyorlar. Bence bu harika. Çünkü yan yollar, sayısız güzellikteki plajlar ve köyler bisikletle gelenlere kalıyor.
Neden Bisikletle Midilli?
450 yıl boyunca Türklerin ve Rumların bir arada yaşadıkları Ege Denizi’nin ortasındaki dev çınar yaprağı Midilli, yavaş yavaş gezilmeyi kesinlikle hak ediyor.
Misafirperver insanları, her bir köşesinde geleneksel köy yaşamını tecrübe edebilme imkanı, aile işletmesi kahvehaneleri, restoranları, bozulmamış balıkçı limanları, her yerinde ayrı ayrı doyumsuz manzaraları ile bisikletli turiste çok uygun.
Tarihi önemi bulunan manastır ve kiliselerin yanı sıra birçok Osmanlı eseri bulunuyor. Şifalı termal kaplıcalar, arkeolojik ve mitolojik tarihi yerler, görkemli Bizans ve Osmanlı kaleleri yine rotaların üzerindeki ilgi çekici yerlerden.
UNESCO tarafından koruma altına alındığı için dev gibi çirkin otel kompleksleri yok. Köyler bakımlı ve temiz. Bir de benim ilk kez gördüğüm bir mucize var: fosilleşmiş bir orman…
Filozof Aristo’nun ders verdiği, kadın şair Sappho ile özdeşleşen, Barbaros Hayreddin Paşa‘nın doğduğu, Nâmık Kemal’in valilik yaptığı, Nobel ödüllü şair Elitis’in doğduğu, Anadolu kökenli yazar Venezis’in gözlerini yumduğu Midilli adası aynı zamanda zeytinyağı ve ouzo’nun vatanı.
Midilli Bisiklet Turu Rota Önerilerim:
Midilli bisiklet turu ve adayı keşfetmek için 4 gün ayırdık. Cuma sabahı Ayvalık’tan saat 9’da kalkan feribot ile adaya geçtik ve Pazartesi saat 18:00 feribotu ile Ayvalık’a döndük.
Adanın “kaymak gibi asfalt” yollarının tadını çıkarmak, biraz daha hızlı yol olmak için bu sefer tur bisikletlerimizle değil yol bisikletlerimizle seyahat ettik. Ev pansiyonda konaklayıp aile işletmelerinde karnımızı doyurduk. Her ikimizin de sele altı çantası 10’ar litrelik ve tüm ihtiyaçlarımızı içine rahatlıkla sığdırabildik.
Yanımıza neler aldık: İç lastik, alyen seti, pompa, terlik, havlu, mayo, birer tshirt, şort, tablet, güneş kremi, gözlük, şapka, dış fırçası. Akşamları teknik kıyafetlerimizi elimizde yıkayıp astık, sabah tertemiz yolumuza devam ettik.
Rota 1 : Mytilene –Kalloni – Petra
toplam 66 km; 1000 mt irtifa kazanımı.
Mytilene limanında feribottan inip, pasaport kontrolü sonrası hemen limanın girişindeki tourist info’dan adanın detaylı bir haritasını aldık. Adayı bisikletle turlayacağımızı gören görevli bayan, bize bir şişe buz gibi su hediye etti. Sulukları doldurup şehirde hiç oyalanmadan Kalloni’ye doğru pedallara asıldık.
Adanın iki iç denizinin de rotamız üzerinde olması beni çok mutlu etti. Ağustos ayının en sıcak günlerinde adada bisiklete binmek demek saat başı bir yerde durup bir şişe soğuk su alıp içmek demek. Siesta saatlerine denk gelince içecek bulamadık ama bisikletli olduğumuzu gören esnaf bize su hediye etti.
Kalloni ve sahil kısmı olan Skala Kalloni, büyük iç denizin kıyısında. Tuz havzalarının arasından denize ulaştık. İç denize girilebiliyor ve Kalloni’nin dünyaca ünlü olan sardalya balığı restoranların menüsünde yer alıyor.
Kalloni’den sonra ağaçlı bir yol boyunca tırmanış başladı ve Petra’ya birkaç kilometre kalasıya kadar da devam etti. Adada 13 milyon zeytin ağacı bulunuyor. Bir yandan ardımızda kalan büyük iç deniz ve etrafının manzarasını izleyip, bir yandan yavaş yavaş pedal çevirdik. Evet, yorucu. Ama acelemiz yok, tatildeyiz.
Petra’ya vardığımızda konaklamak için daha az turistik olan Anaxos’u seçtik ve çok da iyi ettiğimizi anladık. Sakinliğe ihtiyacımız vardı ve aradığımızı bulmuştuk.
Akşam yemeği için ise öve öve bitirilemeyen, Yunanistan’ın Alaçatı’sı denilen Molivos (Mithimna)‘a gittik. Bizans Kalesi’nin altında, yamaca kurulu şehir çok keyifli. Ama bence burayı özel kılan efsanevi gün batımı.
Rota 2: Petra – Sigri
Petra – Sigri toplam 50 km; 1000 mt irtifa kazanımı.
Andisa‘dan sonra bir anda başka bir adaya ışınlanmış gibi hissettiriyor. Hani bazen deriz ya, “biraz yalnız kalmak ve sınırlarımı zorlamak istiyorum”, işte öyle hissettiğinizse seçilmesi gereken bir rota. Andissa’dan sonra bitki örtüsü yok, su yok, köy yok… Sadece asfalt ve kıvrıla kıvrıla devam eden bir yol.
Yolun ödülü ise Sigri. Gördüğüm en sakin ve kendi halinde köylerden birisi. Kırmızı ve beyaz taşlardan yapılmış Osmanlı Kalesi ve manzarası muhteşem. Sokaklarda şirin cafeler, mütevazi restoranlar ve çok güzel bir plajı var. Kafa dinlemeye gelmek için ideal.
Taşlaşmış Ormandaki (petrified forest) fosilleşme süreçlerini anlatan Doğa Tarihi Müzesi beklediğimden daha etkileyici, müzede sadece fosiller değil, volkanik patlamalar, nesli tükenen canlılar konu ediliyor.
Rota 3: Petra – Mandamados – Mytilene
Toplam 73 km; 1500 mt irtifa kazanımı.
Eve dönme zamanı geldi. Liman şehri Mytilene’ye dönmek için yeni bir farklı bir rota seçtik. Mithimna’dan ayrılıp tırmanışa başladık. Minik dağ köylerinden geçip Sikamia’ya ulaştık. Bu köyden itibaren panoramik rotaya girdik. Sol tarafımızda Edremit Körfezi ve masmavi deniz, sağ tarafımızda ormanlar ile harika bir parkur. Dağların etrafını çevreleyen yol öylesine güzel konumlandırılmış ki balkondan bakar gibi izledik etrafımızı.
Mandamados merkezi mutlaka görülmesi gereken yerlerden birisi. Köy kahveleri davetkar, biz de karşı koymadık ve kısa molalar verdik.
Mandamados sonrasında yol deniz seviyesine iniyor ve bu sefer de sakin plajlar davet etmeye başlıyor. Çantalardan mayoları çıkarıp kendimizi buz gibi sulara attık. Plajlarda mutlaka duş bulunuyor, duşumuzu alıp yine bir aile işletmesinde karnımızı doyurup yola devam ettik.
Midilli Ulaşım:
Ayvalık’a otobüs ile ulaşabilirsiniz. Bisiklet taşıma konusunda sorun yaratmayan Kamil Koç veya Pamukkale Turizm’i tercih edebilirsiniz. Ayvalık’tan Midilli’ye saat 9:00’da ve 18:00’de iki sefer düzenleniyor. 3 farklı firmanın (Jale tur ve Turyol feribotları ve Jalem Tur Hızlı Fderibot) gemilerinden birini tercih etme şansı var. Biz Turyol ile seyahat ettik. Gidiş dönüş kişi başı 30 Euro.
Adaya geçmek için Schengen vizeniz olması gerektiğini unutmayın.
Midilli Konaklama:
Kesinlikle ev pansiyonları tercih edin derim. Liman şehri Mytilene’den ne kadar uzak o kadar güzel olan şehir ve köylerde ev pansiyon bulmak kolay ve fiyatlar ekonomik. Booking.com gibi sitelerden rezervasyon yaptırmaya gerek kalmadan sadece haritada gözünüze bir köy kestirin ve oraya gidince meydandaki bir kahveye oda aradığınızı söyleyin. Geceliği 20-25 Euro arası rahat rahat konaklayın. Biz Anaxos’da denize sıfır bu evde konakladık.
Molyvos’da bir de çadır kamping olduğunu öğrendim.
Midilli hakkında kitap tavsiyesi
Midilli’yi daha iyi anlamak ve daha bilinçli gezebilmek için “Midilli – Ege’nin Huzur Köşesi” eşsiz bir başvuru kitabı size rehberlik edecektir.
Midilli’nin güzelliğini, eşsiz özelliklerini, misafirperver sıcakkanlı ada halkını, tarihi kilise ve manastırlarını, arkeolojik alanlarını, Ortaçağ Kalelerini, tadını damaklarda bırakan lezzetlerini Türk ziyaretçilere en iyi şekilde tanıtan kitap aynı zamanda Osmanlı’nın adadaki kültürel mirasını da ele almaktadır. Bunun için kitapta Osmanlı döneminin camilerine, okullarına, kalelerine, medreselerine, hamamlarına ve hatta adadaki en küçük Osmanlı hatıraları olan çeşmelere dahi yer verilmiştir.
Midilli’ye iş için gitmiştim. Molivos’a gidemediğime üzülmüştüm. Üzüldüğüm kadar da varmış anlaşılan. Yazıyı okurken dikkat ettim Agiasos rotanız üzerinde yokmuş. Bir dahaki sefere tavsiye ederim.
Keyifli bir gezi olmuş. Ayağınıza sağlık 🙂
Merhaba Kadir, Agiasos ve adanın bahsettiğin bölgesi için bir gezi programı daha yapmak gerekecek. 4 güne ancak 3 rota sığdırabildik 🙂 selamlarımla, Pınar
Çok güzel yazı amma baya tırmanış yapmışsınız pedalınıza sağlık